23 Mart 2009 Pazartesi

Canım Ülkem...

Geçenlerde izlediğim bir filmde yine aynı sinir duyguları ile karşılaştım. Ülkemizin vatandaşlarına verdiği değerin derecesi. Bu söylediğim sadece siyaset manasında bir karalama olarak görülmesin, ülkenin her kesiminde aynı olaylarla karşılaşmak mümkün.

Misal, yakın zamanda gittiğim sinemada içecek almak için sıraya girdim ve 8 tane çalışması gereken kasa bulunmasına karşın sadece bir kasa çalışıyor ve kuyruk olabildiğine. Alışveriş merkezine gidiyorsun öyle büyük olanlarından değil şu semtlerde bulunan, eski dükkanların üç boy büyüyü olanlardan. Aynı durum orada da tekerrür ediyor. Yine 4 kasadan biri çalışıyor üçü boş. Devlet dairesine gidiyorsun o kadar eğitimsiz insanlar işlerin başına geçmiş ki artık sizin işlerinizi gerçekleştirmeniz için derdinizi anlatmanız ve sorununuza çözüm bulunması dakikalar sürüyor. Bu işi yapan işinin ehli insanlar yok mu tabi ki var. Onları tenzih ederim.

Ama böyle durumlarda düşünüyorum. neden disiplin yok neden kasaların hepsi çalışmıyor, neden işini yapacak olan üniversite eğitimi bile almış insanlar dışarda işsiz beklerlerken benim ülkem insanları kadrolaşma bahanesi altında eğitimsiz beceriksiz insanları göreve veriyorlar. Bankaya borcun olan parayı yatırmaya gidiyorsun en az bir buçuk saatin pufff gidiyor. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki tüm gişeleri çalışan banka ben daha hayatım boyunca karşılaşmadım. Maaş zamanları geldiğinde emekli insanların hayat boyu çalışmalarının karşılığı olan huzuru bulmaları gerekirken neden uzun maaş kuyruklarında titreye titreye beklediklerine anlam veremiyorum. Yurt dışında insanlara bu kadar değer verilirken çalışmasa bile işsizlik parası mıdır nedir o desteği bile sağlıyorlarsa bizde ve ülkemde bir sorun vardır demektir. 23 senedir aynı tablo devam ediyorsa bende diyorum ki herhalde bir rahatsız olan benim, bütün bu anlattıklarım sadece beni ırgalıyor, ben çıkıntıyım herhalde ki sivriliyorum aradan???

Anlamıyorum anlayacağıma da imkan tanımıyorum. Kendime soruyorum bazen, acaba diyorum ülkeyi yönetenlerde mi sorun diye. Hayır, tamamen onlara bağlı birşey değil bu. Bizim kanımızda var. Bir işi tamamı ile düzgün yapmak bizlere göre değil.

Bir Türkiye hayal ediyorum, devlet dairesinde işimin kısa zamanda sona erdiği, fatura için uzun sıralar beklemek yerine girmem ile parayı ödememin bir olduğu.

Bir Türkiye hayal ediyorum, tahsis edilmiş tüm kasaları işler durumda olmuş ve gereksiz beklemelerin ortadan kalktığı.

Bir Türkiye hayal ediyorum emekli olduğumda beni maaşımı almak için kuyruklara mahkum etmeyen.

Bir Türkiye hayal ediyorum, tam işleyen ve insanlarına değer veren...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder